‘Her iki organizmanın karşılıklı yarar sağladığı simbiyotik ilişkilerdir. Örneğin alg ve mantar birlikteliğinden oluşan likenlerde, mantarın görevi alge inorganik madde ve su sağlamaktır. Alg ise, fotosentez sonucunda, bu birlikteliğe gerekli olan organik molekülleri sentezler ve oksijeni üretir.’
Yarışma alanı, İzmir ili, Bornova ilçesi sınırları içerisinde konumlanmaktadır. Bornova, İzmir ilinin en bilinen ve merkez olarak kabul edilen ilçelerinden biridir. Önemli şehirlerarası yolların çeperinde tanımlanan proje alanı, kullanıcıların kısa ve uzun süre vakit geçirebileceği kamusal bir alana dönüşüp kentin simgesi olmayı hedeflemiştir. Kent merkezi ve çevresinde yer alan yakın tarihe ait köşkler Bornova’ya insanları çeken diğer önemli etkenlerden biridir.
Kentsel yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalara bakıldığında kentin batısına yani kent merkezinin yakın alanlarına yönelik olduğu görülmektedir. Her ne kadar bu çalışmalar burada yaşayanlar için olsa da kenti keskin bir şekilde ayıran ana yollar bu durumu ciddi anlamda zorlaştırmaktadır. Projemizle birlikte; bu yollar sebebiyle kendi içine kapanan yerleşim birimleri kentle yeniden ilişki kurmaya başlayacak, bir bakıma kabuklarını kırıp buradaki yaşam kalitesinin artmasına ve etki alanının büyümesine yardımcı olacaktır. Bu sayede proje kendi kabukları içinde yaşayan kentlinin hayatına dokunarak onlardan beslenmeye başlayacak ve proje ile kentli arasında ‘Simbiyotik Yaşam – Mutualizm (İkili Ortaklık)’ oluşacaktır.
Bu ilişki ile kentlinin yaşamına dokunarak onun yaşam kalitesini arttıran, kabuğunu kırarak kentle ilişki kurmasını sağlayan projeye, kentli ise onun daha geniş bir alana yayılmasına, kalıcı olmasına gün geçtikçe önemini yitirmemesine bir nevi sürekli yaşayarak çevreye yayılmasına (bölünürek çoğalan organizmalar gibi) olanak sağlayacaktır.
Kent makro formu incelendiğinde proje alanını sınırlayan birçok etmen olduğu görülmüştür. Proje alanı olarak tanımlanan bölgenin kent ile ilişkisi İzmir-İstanbul ve İzmir-Muğla yolları sebebiyle kesintiye uğramış ve çevresindeki konut alanlarının içe dönüklüğü ile proje alanı yalnızlaştırılmıştır. Proje alanının kentliyle kurduğu tek ilişki kısa süreli kentsel bir toplama ve dağıtma odağı olmasıdır.
Analizler yapıldığında görüldü ki yapılacak proje gelecekteki potansiyelleri de karşılayabilecek, aktarma merkezini de daha konforlu hale getirmek ve aynı zamanda bu alanı kentlinin sosyal ve kültürel gereksinmelerini karşılayacak bir merkez olarak kent yaşamına katılmasını sağlayacak bir proje olmasıdır.
Bu bağlamda verilen kararlarımıza bakacak olursak öncelikle proje alanının kentin giriş noktasında bulunması sebebiyle kentin simgesi haline gelecek ve her bakımdan çevreye ve iklime duyarlı, ondan sonra yapılacak projelere örnek teşkil edecek bir proje tasarlanılmasıdır.
İzmir-Manisa yolundaki yoğunluğun ana sebepleri Manisa’daki sanayi tesislerinde çalışanlar ile eğitimine Manisa’da devam eden ve İzmir’de ikamet edenler veya tam tersi durumda olanlardır. Ege Üniversitesi Hastanesine gelenler bir başka etmendir. Proje alanının batı tarafında yer alan İstanbul Caddesi de şehirlerarası otobüs firmaları tarafından günün her saatinde indirme bindirme yapmak amacıyla kullanılmaktadır. Bu kişiler indikten sonra veya binmeden önce alandan bu duraklara geçmektedirler. Dolayısıyla bu duraklara geçen kullanıcılar için alanın kuzeybatısında yer alan üst geçit yeniden tasarlanarak daha konforlu ve kullanışlı hale getirilmiştir. Ayrıca projedeki tasarımımız buradaki duraklara da yayılmıştır. Böylece proje kente dağılarak kent dokusuna karışmıştır.
Bu üst geçit, İzmir-Manisa yoluyla ilişkileri kopan kentlinin kent merkezi ve buradaki kentliyle ilişki kurmasını sağlayacaktır. Ayrıca proje alanının güneyinde yer alan kavşak noktasından batıya doğru gidildiğinde söz konusudur. Bu aks proje alanına bağlanarak ana yolun kopardığı ilişki tekrar sağlanacaktır. Yol üzerinde yer alan viyadük altları da yeniden tasarlanarak kentten izole, başıboş alanlar olmak yerine kente dahil edilmiştir.
Kent meydanından gelen aks, metro çıkış hatlarının aksıyla birleşmektedir. Ayrıca diğer proje alanlarından gelen yol aksıyla kent meydanından gelen aks birleştiğinde de ana omurga aksı (Kentsel Yaşam Sokağı) oluşmaktadır. Bu sokak çarşı birimlerinin olacağı ve diğer işlevlere geçilecek aynı zamanda metrodan çıkıp aktarma istasyonuna geçebilecekleri veya istedikleri yere gidebilecekleri ana dağılım aksıdır.
Üst geçit aynı zamanda Ege Üniversitesi yerleşkesi ile de ilişki kurmaktadır. Günümüzde birçok insan stresini yürümek, bisiklete binmek, spor yapmak gibi birçok farklı etkinlik yaparak atmaktadır. Yapılacak olan üst geçit Ege Üniversitesi lojmanlarının üzerinden geçerek proje alanına kullanıcıları davet etmektedir. Lojmanların üzerinden geçecek bu üst geçit belirli noktalarda seyir terası olarak kullanıcılarına ormanın ve dağların manzarasını izleme imkanı sunmaktadır.
Proje alanının araç ile ana ulaşım imkanı Cengizhan Caddesi üzerindendir. Ayrıca lojmanlara giriş noktalarından biri de bu cadde üzerindendir. Cadde üzerinden ve lojmandan gelen kullanıcılar için ön meydan yapılmıştır. Bu ön meydan açık hava etkinliklerinin yapılacağı alt meydana bir amfi ile bağlanmaktadır. Ayrıca ön meydandan alt meydanın izinin etrafında sıralanan diğer işlevlere iki farklı aks (Etkinlik Sokağı) ile bağlanmaktadır. Bu iki farklı akstan ana omurga aksına geçilmektedir.
‘Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı’ çerçevesinde aktif ulaşımı destekleyen kolay erişilebilen, güvenli ve konforlu yaya-bisiklet ağı çözümleri yapılmıştır. Bu ağ üç proje alanını da birbirine bağlamıştır. Ayrıca kent merkezi, Ege Üniversitesi Yerleşkesi, Yaşar Üniversitesi Yerleşkesini proje alanlarıyla birlikte metro istasyonlarını da birbirine bu ağlar ile bağlayacaktır. Tasarımın kente yayılması bisiklet ağının yayılması ile artacaktır. Bisiklet park alanlarında ihtiyaç duyulacak hafif çatı strüktür(gölgelik eleman) buralarda da yapılacaktır.
‘Kamusallık ise herkese açıklık ile tarif edilmelidir. İster kapalı mekân ister kentsel açık alan olsun, kamusal mekân derken erişilebilir yani genel kullanıma izin veren yapı grupları ya da kentsel açık alanlar ifade edilmektedir. Kentsel/kamusal açık alanlar, üzerinde kolaylıkla uzlaşılabileceği gibi herkesin kullanımına açık alanlar, parklar, meydanlar, sokaklardır.’
‘Bugün kamusal yaşam, Camillo Sitte’in daha 1889’da yakındığı gibi, özel mülkiyet altındaki alışveriş merkezleri gibi kapalı mekânlarda cereyan ediyor. Bu alanlar özel güvenlik firmalarının kontrolü altında erişilebilen, mekân üzerinde kullanıcıların hiçbir şekilde tasarruf hakkı olmayan, sosyal eylemliliklerin denetim altında olduğu, her noktası güvenlik kameraları ile izlenen mekânlardır. Ancak yine de tüm arızaları ile bugünün kamusal mekânları alışveriş merkezleridir. Bu arızalı kamusallık, Arendt’in, Habermas’ın ve Sennett’in hemfikir olduğu kamusal alandaki çözülmenin mekânsal/mimari karşılığı olarak görülebilir.’ Mimarlık Dergisi Sayı:350 Neşe Gürallar – Yard. Doç. Dr. Gazi Üniversitesi
Projenin içine girdikçe anladık ki yapacağımız çözümler kamusal alanlarda ihtiyaç duyulan her şeyi karşılayabilmeliydi. Fakat bu çözümler sadece kapalı mekanlar içerisinde değil aynı zamanda açık, yarı açık mekanları ve alanları içermeliydi. Cem İlhan’ın ‘Kamusal Alan Nasıl Yaratılır?’ yazısına baktığımızda kamusal alanları ‘Yani çoğunlukla tam tarif edemediğimiz ama hissettiğimiz bir hoş ruh hali yaratır bu alanlar. Oralarda olmayı severiz, vakit geçirmeyi, tekrar tekrar gitmeyi isteriz.’ olarak ifade eder. Tasarıma başladığımızda en önemli kriterlerimizden biri kullanıcıların burada bu ruh halini hissetmeleriydi.
Her yapı kendi içerisinde zemin kat ve diğer katlar ayrılır. Bu katlar arasında kamusal alana, açık alanla ilişkisi en fazla olan kat ise zemin kattır. Günümüzde gittikçe azalan kamusal alanlarımız sebebiyle yeni projelerimizde kamusal alanları ve açık alanları mümkün olduğunca fazla tasarlamaya ve aynı zamanda işlevlerin kamusal alan ve açık alanlarla ilişkisini artırmaya çalışırız. Bu proje alanı bu durumu kısıtlamaktaydı. İhtiyaç programına bakıldığında neredeyse her işlev kamusal alan ve açık alanlarla ilişkili olmak zorundadır. Biz projemizde işlevlerin kamusal ve açık alanlarla olan ilişkisini sağlayabilmek adına 3 farklı zemin kotu tasarladık. Böylece kullanıcılar istedikleri her an kamusal ve açık alanla ilişki içerisinde olacaktır.
Yapının form olarak tasarımı doğadan izler taşımaktadır. Neredeyse tamamen kamusal ve esnek olan alan, kullanıcıları ile daha iyi bir ilişki kurabilmesi adına doğada var olan izleri yansıtmaktadır. Kullanıcıların yapıyı deneyimlerken doğa ile iç içe olmaları amaçlanmıştır.
İklimsel olarak bakıldığında ise proje alanı yılın büyük bir zamanı yoğun sıcaklık ortalamalarındadır. Bu yüzden kullanıcılar gölgelik alanlara çok fazla ihtiyaç duymaktadır. Kullanıcıların konforunu sağlayabilmek adına da çatı sistemleri, yeşil alanlar yapılmıştır.
İzmir, Bornova
İzmir Büyükşehir Belediyesi
Sosyal-Kültürel Merkez ve Aktarma İstasyonu
Yarışma
34560 m²
Emre Engin, Merve Keskin, Tuğçe Yazıcı
Meryem Kocaoğlu, Zeki Polatdemir
Nergis Kahraman, Cansu Aksu, Selen Bayraktutan